Erkek Kedilerde İdrar Yolu Tıkanıklığı

Feline ürolojik sendrom (fus) olarak bilinen erkek kedilerde alt idrar yolları tıkanıklığı çok sık görülen bir durumdur… Özellikle kısırlaştırılmış erkek kedilerde çok sıktır. Bunun sebebi kısırlaştırma sonrası su içmenin azalması ve dolayısıyla idrar yapma sıklığı azalır. Böylece idrar kesede uzun süre bekler, bu durum ölü hücrelerin ve özellikle mineral birikintilerinin dibe çökmesine, idrar yapma sırasında ise bunların süpürülerek sidik kesesinden penise kadar olan üretra dediğimiz kanalın tıkanmasına neden olur. Özellikle İran ve siyam kedilerinde genetik yatkınlık olmakla birlikte sarman ve tekirlerde de çok sık görülmektedir…erkek kedilerde idrar yolu önce kısmi tıkanır. Bu durum kendisini kesik kesik idrar yapma, kanlı idrar yapma, kum kabında fazla zaman geçirme, çişi gelince bağırma gibi belirtilerle kendisini ifade eder ama bu belirtiler sistit hastalığında da olduğu için kimi zaman antibiyotikle geçiştirilir. Zamanla ilerleyen hastalık 6 ay bir sene gibi bir süreçten sonra tam tıkanma olarak ortaya çıkar. İdrar yolları tam tıkanmış bir kedi sürekli kum kabına veya lavaboya gider idrar yapma pozisyonu alır ama yapamaz. Karnı şişer yan yatma pozisyonu alır. Kanda üre düzeyi arttığından dolayı sürekli kusmaya başlar. Bu durumda acilen kateterle (sonda) idrar yolu açılmalıdır. Kateterle açmanın mümkün olmadığı kör tıkanmalarda, mutlaka idrar kesesine iğne ile punksiyon yapılıp idrar boşaltılmalıdır. Kateterle açılan idrar yolu yıkanıp özel solüsyonlarla temizlenir. Nüksetmesi şüpheli durumlarda sonda kesede birkaç gün kalacak şekilde ucu dikilir. Eğer ki idrar kanalı açıldıktan kısa bir süre sonra tekrar tıkanıyor ise bu durumda perineal üretrostomi denilen ameliyat kesin çözümdür. Bu ameliyatla erkek kedi idrar kanalı tekrar tıkanmaması için genişletilir. Mutlaka ameliyat sonrası olsun veya idrar kanalı sondayla açıldıktan sonra olsun özel idrar yolu için diyet mama yemelidir. Oluşan idrar taşının çeşidine göre hekiminiz size uygun mamayı önerecektir. Kedilerde %80 magnezyum taşı (struvit taşı) ve %20 oranında da kalsiyum oxalat (zarf kristali) taşına bağlı tıkanma görülür. Magnezyum taşı tıkanmalarında kanal sonda ile açıldıktan ve gerekli ilaçlar verildikten sonra idrar kesesinde taş olma ihtimali üzerine bu taşların asit ortamda erimesini sağlayan ve idrar kanalının ph’ ını düşüren royal canin urunary s/o veya hills s/d diyet mama, taşlar eriyene kadar en fazla 3 sefer verilir. Tabi idrarın mikroskobik muayenemside yapılmalıdır. Eğer devamlı bu mamaları yerse düşük ph ortamında bu seferde kalsiyum taşlarının oluşumuna zemin hazırlanmış olur. Mikroskobik muayene temiz çıktı ise hayatı boyunca yiyebileceği diyet maması verilmelidir. Biz klinik olarak royal canin young male, 7 yaş üstü ise mature 7-10 (1-7 yaş arası kısır erkek veteriner diyet mama veya 7-10 yaş arası diyet mama) kullanmasını öneriyoruz…bunlar bulunamadığı takdirde yerine hills c/d diyet mamada kullanılabilir…idrar yolu tıkanması kısırlaşmayan erkek kedilerde de % 50 oranında görülebilmektedir. Bunun ana nedeni erkek kedilerde anatomik olarak idrar kanalının ince ve uzun olması, diğer ana sebep ise yediği kuru mamalardaki magnezyum ve kalsiyum oranının yüksekliğidir. Bu sebeple biz kliniğimiz olarak kedinizin bu sorunları yaşamaması için 3-3,5 kg canlı ağırlık olduğu 7-8 aylık dönemde kısırlaşmasa dahi kısırlaşmış erkek kedi maması olan royalin young male mamasını öneriyoruz. Bu mamada yağ oranı düşük (şişmanlatmıyor), kalsiyum ve magnezyum düşük seviyede (yaşama ve sinirsel iletiye yeter derecede) protein yüksek seviyede (%40, lezzetli) dolayısıyla günde 65-80 gram yediği takdirde şişmanlama, idrar kanalı tıkanıklığı, ağız kokusu ve diş problemi sorunları minimal düzeyde oluyor…klinik olarak bu mamaları tüketen kedilerde herhangi bir sıkıntı yaşanmamıştır. Sadece gramaj olarak sahipleri tarafından fazla miktar verilenlerde kas olarak şişmanlama görülmüştür. Bu vakalarda gramajın dolaylı azaltılması ve egzersizle tekrar eski kilolarına gelmişler bazıları ise egzersiz yapmadıklarından, gramaj azaltma yoluyla az miktar kilo vermiş ve stabil kalmışlardır. Hepsi mutlu bir şekilde hayatlarına devam ediyorlar…unutulmamalıdır ki günümüz hastalıklarında koruyucu önlem ve faaliyetler her zaman için daha önem kazanmaktadır.