Süs Tavşanlarının Bakım – Besleme – Genel Bilgiler ve Hastalıkları

Süs için satılan tavşanlar minyatür ve normal boyuttakiler olmak üzere 2 gruptur fakat piyasada minyatür tavşanı bulmak biraz daha zordur. Genelde beyaz tüylü ve mavi gözlü olan tavşanlar en hassas olanlardır. Beyaz tüylü kırmızı gözlülerde yine hassas gruptur. En dirençliler siyah-beyaz alacalı ve kahverengi gözlülerdir. Hassaslıktan kastımız, hastalıklara olan dirençtir. Öncelikle tavşan talaşı ve normal kafes yerine ızgaralı kafes tercih edilmelidir…bu sayede bakım, besleme ve temizlik, aynı zamanda tavşanında temiz kalması mümkün olmaktadır. Kafes içine otomatik suluk takılmalı, suyuna günlük olarak koruyucu antibiyotik ve vitamin içeren solüsyonun (vitaform) katılması önemlidir. Beslemede kaliteli tavşan yemi kullanılmalıdır (vitakraft – witte molen olabilir)..harici olarak havuç, turp, lahana, marul, maydanoz, salatalık gibi sebzeler abartmayacak ve ishal etmeyecek miktarlarda tadımlık verilebilir. Tavşanlarda aynı kediler gibi kendilerini yalayarak temizleyen hayvanlardır, dolayısıyla yuttukları tüy yumaklarını kediler gibi kusup çıkaramazlar. Dolayısıyla tüy yumağına bağlı barsak tıkanması (trikofitobezuar) buna bağlı karın şişliği, ağızdan salya gelmesi ve ölüm çok görülür. Bunu engellemenin en güzel yolu kedilerde kullanılan malt pastası macununun tavşanlarda da kullanılmasıdır. Çünkü evde beslenen tavşanlar, doğadaki gibi selüloz içeriğini yeterli alamadıkları ve yeterli hareket alanı bulamadıklarından dolayı bu sorunu yaşamaktadırlar. Malt pastasının 3-5 gün arayla bir diş fırçasına sıkılan miktar kadar ön patilerin üst yüzeyine veya ağız kısmına sıkılarak verilmesi yeterli olur. Aynı zamanda kabızlığı da engeller, fazla miktar verilmesi ise ishal yapar. Tavşanlar 3 ayda bir iç-dış parazit ilacı (kist iğnesi ve uyuz damlası) ve yılda bir kez de kuduzla- mantar aşısı olmalıdırlar. Bu arada düzenli olarak suyuna veya yemine vitaform katılmalıdır (1-2 buğday büyüklüğünde toz). Yavru tavşanlarda görülen ishalle karakterize öldürücü olan bir hastalıkta koksidioz hastalığıdır (insanlardaki amipli dizanteriye benzer). İnsanlara bulaşmaz fakat erken dönemde tedaviye alınmamış veya koruyucu olarak oksitetrasiklin antibiyotiğini (vitaform) kullanmayan tavşanlarda öldürücü olmaktadır. Bu hastalığın tavşanlarda karaciğer formuna da rastlanır. Tavşanlarda kulak uyuzu, vücut uyuzu, kulak ve vücut mantarı, kepeklenme, çene altı apsesi, kıl yumağına bağlı barsak tıkanması, koksidioz, hastalıkları en başta gelen sorunlardır. Bu yüzden aşılamalar yani korucu önlem ve faaliyetler önem kazanmaktadır. Tavşanlarda uzayan ön dişlerinin törpülenmesi önemlidir. Bunu kendisinin yapması için törpü taşı kullanmak veya ona sert kütük, kafes teli gibi cisimleri de törpü olarak kullanabilir. Popo kısmı düzenli olarak temizlenmeli ve bulaşık dışkı partikülü bırakılmamalıdır. Aksi taktirde egzama, ıslak dermatit meydana gelir (ızgaralı kafeslerde dışkı partikülleri aşağı indiğinden bulaşma daha az görülür). Cinsiyet ayrımı biraz zor olmakla beraber erkek tavşanlar 1 yaşına geldiğinde testileri belirgin hale gelir. Tavşanlar kendilerini temizleyen hayvanlar oldukları için mecburi durumlar (uyuz- mantar) harici yıkama önermiyoruz. Ömürleri ortalama uygun şartlar altıda 10 yıl olarak bilinmektedir. Tüy dökme sorunu için kedilere kullanılan brewest tabletler, tel veya acıtmayan furminatör taraklar kullanılabilir, bunlar tüy dökümünün azalmasına yardımcı olur fakat tam kesmez. Dolayısıyla en kesin çözüm tıraştır…tavşanların tırnakları uzadıkça giyotin makasla sınırdan kesilmelidir. Bu sayede hayvan daha rahat hareket eder, tırnak kırılması ve buna bağlı kanama sorunu yaşamaz. Tavşanlar aynı zamanda laboratuvar hayvanı olarak da kabul edilirler (hızlı ve çabuk üreme özelliğinden dolayı). Dolayısıyla birçok ilaç ilk olarak tavşanlarda denenmektedir. Bu durum bize tavşanların ilaçlardan çok çevre ve bakım şartlarına daha hassas olduklarını gösterir.